Avrupa Birliği MiCA düzenlemesinin uygulanması tartışmalara yol açtı, Malta'nın hızlı onay süreçleri sorgulanıyor

Avrupa Birliği Kripto Varlıklar Pazar Düzenleme Yasa Tasarısı (MiCA) uygulamasının üzerinden yalnızca birkaç hafta geçmişken, Malta birçok önde gelen borsa için lisans vermeye başladı ve bu durum sektörde onay standartları konusunda tartışmalara yol açtı. MiCA lisansına sahip olan şirketler, 30 Avrupa Ekonomik Alanı ülkesinde faaliyet gösterebiliyor; bu da Malta’yı kripto devlerinin Avrupa’da konumlanması için tercih edilen bir yer haline getiriyor.

Malta'nın 2018'de çıkardığı "Sanal Finansal Varlıklar Yasası" (VFA), MiCA sistemine hızlı geçişin temelini oluşturdu. Bu çerçeveye göre, 30 Aralık 2024 tarihine kadar VFA lisansına sahip olan işletmeler MiCA hızlı geçiş ve ön yetkilendirme haklarından yararlanabilecektir. Malta düzenleyici otoritesi, olgun yerel sistemin mevcut işletmelerin onay süreçlerini hızlandırabileceğini belirtti.

Ancak, Malta'nın hızlı onay süreci, düzenleyici niteliği hakkında soru işaretleri doğurdu. Elliptic'in başkan yardımcısı Liat Shetret, küçük yargı bölgelerinin düzenleyici değişikliklere gerçekten daha hızlı uyum sağlayabildiğini belirtti, ancak hızlı onayın uygun bir uygulama yeteneği ile donatılıp donatılmadığını sorguladı. Sürekli düzenleme mekanizmaları ve uzman kripto uygulama ekiplerinin anahtar olduğunu vurguladı.

Polonya'nın en büyük borsası Zondacrypto'nun CEO'su Przemysław Kral, neden Malta'dan vazgeçip daha sıkı düzenlemelere sahip Estonya'yı tercih ettiğini "fast food ve Michelin restoranı" ile kıyaslayarak açıkladı. Açıkça belirtti: "MiCA onayı, hızlı bir yiyecek siparişi kadar rastgele olmamalı."

Yine de, birçok kripto devinin Malta'da MiCA lisansı almak için başvuruda bulunduğu görülüyor. Büyük bir borsa, 23 Ocak'ta ön onay aldı ve sadece dört gün sonra resmi lisansı aldı. Ancak, bu şirket bir ay sonra izinsiz işletme gibi suçlamalarla ABD Adalet Bakanlığı ile 500 milyon dolarlık bir anlaşma yaptı. Malta düzenleyici otoritesi, risk odaklı onaylama ilkesini benimsediklerini belirterek, "o dönemdeki bilgilere dayanarak ihtiyatlı bir değerlendirme yapıldığını, verimlilik ile risk arasında bir denge sağlandığını" vurguladı.

Fransa düzenleyici kurumları buna kaygı duyuyor ve MiCA onay sürecinin "fast food" tarzı bir serbest bırakma riski taşıdığına dikkat çekiyor. Fransa Finansal Pazarlar Otoritesi (AMF) Başkanı, en gevşek onay yerini seçen şirketlerin önlenmesi için Avrupa Menkul Kıymetler ve Pazar Otoritesi'nin (ESMA) koordinasyonunun güçlendirilmesini çağrısında bulundu.

MiCA'nın yetkilendirme sürecinde şeffaflık sorunları vardır ve üye ülkelerin onay standartları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu düzenleyici farklılıklar, işletmelerin tercihlerini belirgin bir şekilde etkilemektedir: Fransa, yalnızca 3 kripto varlık hizmet sağlayıcısını (CASP) onaylamıştır, oysa büyük bir borsa geçen yıl Temmuz ayında Fransa pazarından çekilmiştir.

AB düzenleyici otoriteleri Malta'yı incelemeye aldı. Bildirildiğine göre, birçok ülke düzenleyici otoritesi ESMA'dan bir borsa hakkında soruşturma başlatmasını ve Malta'nın onay süreçlerini gözden geçirmesini talep etti. ESMA, düzenlemenin daha gevşek olduğu bir üye ülkeye "eş değerlendirme" süreci başlattı.

Kripto İnovasyon Komitesi Avrupa Birliği politika sorumlusu Mark Foster, Fransa'nın hızlı onay modeline itirazının AB'nin MiCA'yı uygulama konusundaki temel çelişkisini yansıttığını belirtti: düzenlemenin merkeziyetçiliği ile üye devletlerin özerkliği arasında bir denge sorunu. O, kritik bir soru ortaya attı: "AB, ABD ve Çin'e karşı koymak için federal bir merkezi karar alma sistemi mi seçmeli, yoksa merkeziyetsiz kalarak her ülkenin uzmanlık avantajlarını mı korumalı?"

Regülasyon tartışmalarının dışında, Malta son dönemde "yatırım yoluyla vatandaşlık programı" nedeniyle Avrupa Komisyonu ile yargı mücadelesi içine girdi. Avrupa Yüksek Mahkemesi, bu ülkenin yatırımcılara Avrupa Birliği vatandaşlığı satma amacıyla uyguladığı "altın vize" programının yasadışı olduğuna karar verdi. Avrupa Komisyonu, bu programın kara para aklama, vergi kaçırma ve yolsuzluk için bir kapı açtığını belirtti.

"Altın vizesi"nin kripto düzenlemeleriyle doğrudan bir bağlantısı olmasa da, Malta'nın zenginler ve kripto devleri için benzer bir model geliştirmesi dikkat çekici. İsim vermeyen bir uyum uzmanı, "Avrupa düzenleme sisteminde arbitraj boşlukları var, şirketler kolay olanı seçebilir. Eğer diğer ülkelerin onay süreçlerindeki gecikmeler nedeniyle Malta'ya akın ediliyorsa, bu, resmi ticaret kuruluşları için etkili bir sistem kuramadığımızı gösteriyor."